Proliferasyon tedavisi olarak da adlandırılan proloterapi, kronik kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarında kullanılan enjeksiyon bazlı bir tedavi yöntemidir.
Terim, 1956 yılında "Yetersiz bir yapının yeni hücresel doku üretimi yoluyla rehabilitasyonu" başlıklı bir yayında George S. Hackett (MD) tarafından ortaya atılmıştır. Proloterapi terimini, yeni anlamına gelen "proli" (Latince) ve hızlı bir şekilde art arda yeni hücreler üretmek anlamına gelen "çoğalma" sözcüklerinden kullanmıştır. Geçmişte bazıları tarafından bu tedaviyi tanımlamak için hatalı bir terim olan " skleroterapi " kullanılsa da, artık proloterapinin yara izine neden olmadığı açıktır.
Geçmiş
İyileşmeyi teşvik etmek için tahriş veya yaralanma yaratma kavramı, yaralı gladyatörlerin omuzlarına sıcak iğnelerin batırıldığı Roma döneminden beri kayıtlara geçmiştir.
1840 yılında Fransız cerrah Alfred-Armand-Louis-Marie Velpeau , yararlı bir iltihaplanma yaratmak amacıyla fıtığa nasıl iyot solüsyonu enjekte ettiğini ayrıntılarıyla anlatan bir makale yayınladı. Amerikalı cerrah Joseph Pancoast daha sonra bu işlemi 1836'dan beri (iyot ya da kantarit kullanarak) uyguladığını yazmıştır. Bu yöntemin bir başka ilk Amerikalı uygulayıcısı da George Heaton'dur.
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra skleroterapi, kan damarları ve lenfatik sistemdeki malformasyonlar için yaygın bir tedavi haline geldi . Bu, onları küçültmek için terapötik bir sıvının enjekte edilmesini içeriyordu.
1920'lerin sonlarında bu yöntem fıtık tedavisinde kullanılmaya başlandı. 1930'ların sonlarında bağ gevşekliğini tedavi etmek için de kullanıldı. 1950'lerde Amerika Birleşik Devletleri'nde genel cerrah olan George S. Hackett, eklemleri ve fıtıkları onarmak amacıyla tahriş edici solüsyonlar enjeksiyonu yapmaya başladı.
Hackett, uygulama için "proloterapi" terimini icat etti; çok erken bir görünüm, 1956 tarihli Proloterapi (Fibro-Osseus Proliferasyonu) Tarafından Tedavi Edilen Ligament ve Tendon Gevşemesi (İskelet Engelliliği) adlı kitabında yer aldı.
Proloterapi, 1900 yılların başından itibaren özellikle Amerika’da uygulanmasına rağmen, 2000’li yıllardan itibaren tüm dünyada ve ülkemize ağrılı hastalıkların tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır.
Proloterapi ağrı tedavisinde kullanılmakla birlikte, esas olarak ağrı kesici bir özelliği yoktur. Ağrıya neden olan yapıların yeniden yapılanmasında, güçlenmesinde kullanılır. Şöyle ki; vücudun destek yapıları ve eklemlerin stabilizasyonunu sağlayan yapılarda (tendon ve ligamanlar) hasar olduğu zaman (yırtık, gevşeklik gibi) eklemlerde düzensizlik, dengesizlik, ağrı meydana gelir. Proloterapi tedavisindeki amaç ta gevşemiş, zayıflamış veya hasar görmüş tendon ve ligamanlara yapılan çeşitli solüsyonlar ile vücudun tamir mekanizması uyarılarak yeniden yapılanma (remodelling) ile bu yapıların tamiri, yenilenmesi ve güçlenmesi hedeflenir.
Tıbbi kullanımlar
Omurgada ağrı ( bel fıtığı, bel kayması, omurga kanal darlığı, sırtta fıtık, boyun fıtığı, skolyoz, kifoz, vb sorunlar) _ _
Tendinitler
Tetik nokta ağrısının tedavisinde,
Osteoartrit ( Kireçlenme): Diz, kalça, omuz, dirsek, el bileği ve ayak bileği eklemlerinde gelişen kireçlenmelere bağlı gelişen ağrı ve hareket kusurunu düzeltmek için proloterapi kullanılır.
Proloterapi enjeksiyonları alan hastalar, enjeksiyon bölgesinde hafif ağrı ve tahriş (genellikle enjeksiyondan sonraki 72 saat içinde), enjeksiyon bölgesinde uyuşukluk veya hafif kanama dahil olmak üzere genellikle hafif yan etkiler bildirmişlerdir. Proloterapi enjeksiyonlarından kaynaklanan ağrı geçicidir ve sıklıkla asetaminofen veya nadir durumlarda opioid ilaçlarla tedavi edilir.
NSAID'ler, proloterapinin neden olduğu inflamasyona karşı etkileri nedeniyle genellikle önerilmez. Ancak bazen diğer ağrı kontrol yöntemlerine dirençli ağrılı hastalarda kullanılır.
Bizim proloterapi uygulama protokolümüzde gelişen enflamasyonun yenileyici süreçte gelişmesi ve devam etmesi için mutlaka belli bazı NSAİ ilaçları tedavi süresince kullanıyoruz.
Teknik
Proloterapi, eklem çevresine veya içine tahriş edici bir solüsyonun enjeksiyonu ile zayıflamış bağları (yırtılmış veya kireçlenmiş) yenilemeye ve güçlendirmeye aracılık eder. Enjeksiyon eklemlere, bağlara veya tendonların kemiğe bağlandıkları yerlere uygulanır.
Ancak biz % 15 Dextroz yerine % 5 Dextroz kullanıyoruz. Çünkü hipertonik % 15 Dextroz dokuda fibrozisi uyarmaktadır ve eklemde instabilite dışında bağ dokusuna zarar verebilmektedir.
Proloterapi tedavi seansları genellikle her iki ile altı haftada bir, birkaç ay boyunca üç ile altı veya daha fazla tedaviden oluşan bir seri halinde verilir. Ancak bizim geliştirdiğimiz tedavi protokolü ile üç günde bir enjeksiyon yapmaktayız. Hastanın yaşına sorunun büyüklüğüne göre 5 – 12 seans proloterapi uyguluyoruz.
Etki mekanizması:
Proloterapide kullanılan solüsyonlar verildiği bölgede bir irritasyon oluştururlar. Bu durum vücutta inflamatuar cevabın başlamasını tetikler. Sonuçta ortama tamir edici hücreler gelir ve yoğun bir şekilde tamir edici maddeler (VEGF, PDGF, FGF, hormonlar gibi) salınır. Uygulamadan sonra tamir mekanizması devreye girer ve yaklaşık 1,5 ay kadar bu süreç devam eder.
Bunun yanında bizim hazırladığımız proloterapi solüsyonunda bazı antioksidan ilaçlar, vitaminler, mineraller ve inflamasyonu yenileyici etki süreci içinde tutmak için bazı anti-inflamatuar ilaçları kokteyl serum içine eklemekteyiz. Hipertonik solüsyon olan % 15 Dextroz yerine % 5 Dextroz kullanıyoruz.
Özetle, Proloterapi vücudumuzun doğal iyileşme mekanizmasını uyararak ve destekleyerek bozulan yapıları, fonksiyonları düzeltir. Fonksiyonlar düzelince ağrı da geçer. En önemlisi de tüm bunlar herhangi bir ilaç kullanılmadan yapılmaktadır.
Proloterapi tedavisinde bilinmesi gerekenler:
Enjeksiyonsonrası ilk birkaç gün ağrı daha da şiddetlenebilir.
İşlem öncesi ve sonrasında hastanın bol su içmesi, C vitamini alması tedaviye yardımcı olur.
Proloterapi hangi rahatsızlıklarda kullanılabilir:
Esas olarak kronik (uzun süreli) ağrılarda uygulanmaktadır.
Kronik bel, boyun, omuz, sırt, diz ve ayak bilek ağrılarında,
Kısmi tendon, bağ ve kas lezyonlarında, spor yaralanmalarında(çeşitli tenosinovitler, lateral epikondilit, aşil tendiniti, plantar fasiit, parsiyel yırtıklar), karpal tünel sendromunda etkin olarak kullanılabilir.
Tedavi protokolümüzde 5 – 12 seans proloterapi uyguladıktan sonra bir buçuk ay süre ile hastamıza proloterapiyi destekleyen ilaç tedavisi veriyoruz. Bir buçuk ay tamamlandıktan sonra kontrolde hastanın şikayetlerini ve hareket kabiliyetini ve dayanıklılığındaki artışı değerlendiriyoruz.
Tedavide yüzde seksen düzeyinde iyileşme sağlamak için gerekirse tedavi protokolünü aynen tekrar uyguluyoruz.