Migren ( İngiltere : / ˈ m iː ɡ r eɪ n / , ABD : / ˈ m aɪ -/ ), çoğunlukla tek taraflı, ve genellikle mide bulantısı ve ışık ve ses hassasiyetiyle ilişkilendirilen, orta ile ağır şiddetli baş ağrısı ataklarıyla karakterize karmaşık bir nörolojik hastalıktır. Diğer karakterize edici semptomlar bulantı, kusma, bilişsel işlev bozukluğu, allodini ve baş dönmesi içerebilir. Baş ağrısı semptomlarının fiziksel aktivite sırasında alevlenmesi bir diğer ayırt edici özelliktir. Migren hastalarının üçte birine kadarı aura yaşar: Her ne kadar öncelikle bir baş ağrısı bozukluğu olarak düşünülse de migren, klinik görünümü açısından oldukça heterojendir ve ayrı bir klinik antiteden ziyade bir spektrum hastalığı olarak düşünülmesi daha iyidir.
Migrenin , beyindeki sinir hücrelerinin uyarılmasını ve engellenmesini etkileyen çevresel ve genetik faktörlerin bir karışımından kaynaklandığına inanılmaktadır. Daha eski bir "vasküler hipotez", migren baş ağrısının vazodilatasyon ve auranın vazokonstriksiyon tarafından üretildiğini öne sürüyordu. Ancak bu mekanizma çürütüldü. Kabul edilen hipotez, çoklu birincil nöron bozukluklarının bir dizi intrakranyal ve ekstrakranyal değişikliğe yol açarak migren semptomatolojisine yol açan fizyolojik bir kademeyi tetiklediğini ileri sürmektedir.
Akut ataklar için önerilen ilk tedavi, baş ağrısı için ibuprofen ve parasetamol (asetaminofen) gibi reçetesiz satılan analjezikler (ağrı ilacı) , mide bulantısı için antiemetikler (bulantı önleyici ilaç) ve tetikleyicilerden kaçınılmasıdır. Basit ağrı kesici ilaçlara dirençli baş ağrısı yaşayanlarda triptanlar , ergotaminler veya CGRP inhibitörleri gibi spesifik ilaçlar kullanılabilir. Ayda dört veya daha fazla atak yaşayan veya önlemeden fayda görebilecek kişiler için profilaktik ilaç tedavisi tavsiye edilir. Yaygın olarak reçete edilen profilaktik ilaçlar arasında propranolol gibi beta blokerler, sodyum valproat gibi antikonvülzanlar , amitriptilin gibi antidepresanlar ve diğer etiket dışı ilaç sınıfları bulunur. ]Farmakolojik olmayan önleyici tedaviler arasında beslenme takviyesi, diyet müdahaleleri, uyku iyileştirme ve aerobik egzersiz yer alır.
Dünya çapında insanların yaklaşık %15'i migrenden etkilenmektedir. 2010 yılında gerçekleştirilen Küresel Hastalık Yükü Araştırması'nda migren dünyada en sık görülen üçüncü hastalık olarak sıralanmıştır. Çoğunlukla ergenlik döneminde başlar ve orta yaşta en kötü hale gelir. 2016 yılı itibarıyla en sık görülen engellilik nedenlerinden biridir. Migrenle tutarlı bir erken tanımlama, eski Mısır'da MÖ 1500 civarında yazılan Ebers Papirüsü'nde yer almaktadır. Migren kelimesi Yunanca ἡμικρᾱνίᾱ ( hēmikrāníā) kelimesinden gelir.), 'başın yarısında ağrı', ἡμι- ( hēmi- ), 'yarım' ve κρᾱνίον ( krāníon ), 'kafatası' kelimesinden gelir.
Migren tipik olarak otonom semptomlarla ilişkili, kendini sınırlayan, tekrarlayan şiddetli baş ağrısıyla ortaya çıkar. Migrenle yaşayan kişilerin yaklaşık %15-30'u auralı epizodlar yaşar ve ayrıca sıklıkla aurasız epizodlar da yaşarlar. Ağrının şiddeti, baş ağrısının süresi ve atakların sıklığı değişkendir. 72 saatten uzun süren migren atağına status migrainosus denir. Bir migren atağının dört olası aşaması vardır.
Migren majör depresyon, bipolar bozukluk, anksiyete bozuklukları ve obsesif-kompulsif bozuklukla ilişkilidir. Bu psikiyatrik bozukluklar aurası olmayan kişilerde yaklaşık 2-5 kat, aurası olan kişilerde ise 3-10 kat daha sık görülmektedir.
Doktor Kamil Teker Migren Tedavi Protokolü:
Migren bir sonuç tablonun adıdır. Migren tablosuna sebep olan çok çeşitli sorunlar vardır. Beyin dokusu, damar dokusu, boyunda hizalanma kusurları vb.
En sıklıkta görülen sebep boyunda eklem ve bağlar arasında hizalanma ve simetri kusurudur. Bütünsel omurga muayenesinde omurganın çeşitli segmentlerinde (boyun, bel, sırt, leğen kemiği, kuyruk sokumu ) dizilim kusurları saptanabilir. Omurgadaki bu hizalanma kusuru, omurga mekanik ve statik denge sisteminde sağ-sol, ön-arka taşıyıcı sistemde asimetrik yüklenme kusuru oluşturmaktadır.
Otonom sinir sisteminin işleyişinde stres ve kesintiye yol açacaktır. Stres ile tetiklenen asimetrik gerilim ağrı, uyuşma, basınç artışı vb sempatik anormal deşarjlarla belirti vermektedir.
Klinik tablo baş çevresinde şiddetli ağrı ve bulantı-kusma belirtilerine yol açınca adı migren olarak tanımlanmaktadır.
Bu nedenle migren tedavisinde omurga mobilizasyonu ve rehabilitasyonu şarttır. Duruş bozukluğunun düzeltilmesi, omurga segmentlerinde deforme olmuş, kireçlenmiş eklem bağlarının proloterapi ile yenilenmesi ve ilaç tedavisi ile esnekliğin ve kas kontraktürlerinin iyileştirilmesini içeren tedavi protokolü ile migren hastalığını tedavi edebiliyoruz.
Migren tedavisini 15 – 21 seans uyguluyoruz. Bir kür tedavi bittikten sonra kontrol muayenede hastanın klinik şikayetlerindeki düzelmeyi değerlendiriyoruz.
Tedavi protokolünde yüzde doksan iyileşme sağlayıncaya kadar gerekirse tedavi protokolünü 45 günde bir tekrar uyguluyoruz.